Delicesine yağan yağmurdan korunmak için ortak oldum yalnızlığın şemsiyesine, koluna girip… Yağmur altında yürümeyi hep sevmişimdir… Ama bunu yalnızlıkla yapıyor olmak ne kadar keyif verebilirdi ki? İşte aklımdan bunlar geçerken gördüm onu… Selamlaştık ve o sırada ıslanmaya başladığımı fark ettim. Yalnızlık şemsiyesini de alıp yok olmuştu… Islanarak yürüdük sokaklarda. İşte bana delice keyif veren buydu. Çok beğeneceğimi tahmin ettiği bir yere götürmek istediğini söyledi beni… Binlerce basamaktan oluşan merdivenlere tırmanmaya başladık beraber. Yorulduğumuzda, bir basamağa oturup dinlendik… Sonunda merakla beklediğim yere ulaştık. Islanıyor musun? Dedi. Artık ıslanmıyordum… Aşağıya bakmamı söyledi, hala yağmur yağıyordu hızla ve ben görüyordum bu güzelliği… İki ayrı mindere uzandık, ellerimiz çenemizde seyretmeye başladık ıslanan insanları. Genelde iki kişilerdi; ya yalnızlık vardı ellerini tutan, ya da aşk… Birisi daha gözüme çarptı, tanıyor gibiydim… Biraz düşününce anlayabildim kim olduğunu; Birkaç dakika önce kolunu sıkı sıkı tuttuğum, yalnızlığın ta kendisiydi o… Umursamadım, hatta belli belirsiz bir sırıtıştan sonra onu gördüğümü bile unuttum… Şimdi ise, onsuz geçecek yeni zamanlarımın keyfini çıkarmak aklımdaki…
Bahçelerde Börülce
1 yıl önce
15 YoRuM:
Yağmuru sever miydi bilmiyorum. Sormamıştım. Söylememişti. Hepsinden önemlisi paylaşmamıştık bile. Çünkü biz, o bunaltıcı yaz sıcağında eritip tüketmiştik, elimizde aşk adına ne varsa. Yağmur o günlerde bizim aşkımızın sokaklarına hiç uğramamıştı. Gitmeye karar verdiği gün, içimde başlayan, çoşan ve bir okyanus olan yağmuru ise hiç bilmedi. Sormadı. Söylemedim. Neden sonra, bizim oralara da uğramaya karar vermişti işte yağmur. Ama ıslanan sadece bendim...
Yağmuru sever miydi bilmiyorum. Ama kırmızı gülü çok sevdiğini bildiğim için, kırmızı bir gül gönderdim ona yağmur yerine. Nedeni yok, benim gibi üşümesini istemedim belki de...Isındı mı bilmiyorum. Sormadım. Söylemedi. Ve böylece, çiseleyen bir aşkın tarihi, yağmura değil tek bir kırmızı gül tanesine yenildi.
Şimdi, delicesine bir yağmur dışarıda. Ve soğuk. Benim içimse, kırmızı bir gül tanesi kadar sıcak ve dingin. Islanan kim, bilmiyorum...
X)hadi bakalım hayırlı işler,bol kazançlarX)anladın senX)hahaha
bu arada mimlendin :))
http://beenmaya.blogspot.com/2009/03/eski-ve-siirli.html
ne güzel yazmışsın. Ve ne kadar çok benzettim kendimle bir an.
/beenmaya/: Sen ne yaptın ama ya... İnanılmaz güzel olmuş çok teşekkür ediyorum...
/Xenophilius/:Sağol yavrum anladım ben :)
/efsa/: Teşekkür ediyorum... Ben mutlu oluyorum yazdıklarımda kendisini bulan insanlar olduğu zaman...
Bu arada mim için de teşekkürler beenmaya'cım ablacım :) En kısa zamanda yazmaya çalışıcam...
hayırlı olsun :P
Teşekkürlerimi sunuyorum efem :)
insan yanlızlıktan kurtulduğuna bu kadar sevinebilir herhalde :)
güzel yazı olmuş.
hehehe sağol :)
eyy barışş; mimlendiğini söylemişmiydim.
ey yorum zımbırtısı; sölemediysem sen söyle olurmu.
:P
Öğrendim, öğrendim biraz önce.. Teşekkür ediyorum ve birkaç gün içinde yazacağımı bildiriyorum.. :)
sevgili Barış, bir şeyi merak ettim...aşağıda yalnızlığı gördüğünde, yanında, minderde hala biri var değil mi?
/Abi/: Minderdeki başka biriydi ama artık yok... Yalnızlık bir yolunu bulup geldi yine yanıma ama bu kez mutsuz etmedi beni... :) Yalnızlıkla elele olmanın keyif verdiği zamanlar yaratttım kendime...
Yorum Gönder